15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma Programı velilerimizin katılımı ile gerçekleştirildi.
Önce kısa videolar izlendi.
Sonra anma programı yapıldı.
Okul panolarımızı hazırladık.
Sevgili öğrenciler,
Binlerce yıldır yaşadığımız bu coğrafyada nice savaşlar, nice afetler, nice yıkımlar yaşadık. Ve her defasında vatanımıza sahip çıktık. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in yaktığı bağımsızlık ateşinin özgürlük mücadelemizin son halkası olduğunu düşündük. Aradan geçen yaklaşık 100 yıla rağmen barış içinde yaşadığımız ülkemizde 15 Temmuz 2016 gecesi hiç beklemediğimiz bir yerden hain bir saldırıya maruz kaldık. Kurtuluş Savaşı’nda Nene Hatun’u, Maraşlı Sütçü İmam’ı, İzmir’i işgal eden Yunanlılara ilk kurşunu sıkan gazeteci Hasan Tahsin’i çıkaran bu bereketli topraklar; 15 Temmuz gecesi de darbecilere karşı ilk kurşunu sıkan Ömer Halisdemir’i, henüz 15’ inde olan Halil İbrahim Yıldırım’ı, Engin Tilbaç’ı da bağrından çıkarmıştır.
O gece umutlarımıza, hayallerimize, özgürlüğümüze pranga vurulmak istendi. O gece elleri silahlı karanlık adamlar her gün gelip geçtiğimiz caddeleri, oyun oynadığımız parklara çıkan yolları, okul önlerini kesmiş haramiler gibiydi. Yunus Emre’den, Mevlana’dan, Hacı Bektaş’tan, Hacı Bayram Veli’den, Pir Sultan Abdal’dan, Koca Sinan’dan beslenen bu toprağın evlatları zalimlere karşı istiklali ve istikbali için direndi.
Bütün dünya, bir milletin yurduna nasıl sahip çıktığına o gece bir kere daha şahit oldu. İşte sizler de bu ihaneti hatırlayarak büyüyün, çünkü hatırlamak ayakta kalmaktır, sevmektir, mücadele etmektir. Çünkü hatırlamak vatanı savunurken bütün varlığı ile orada olmaktır.
Milletimiz o gece ayağa kalkarak sokağa çıktı ve sinsi duvarları, surları yıktı geçti. İnanan, savunan bir halkın önünde hangi güç durabilirdi ki. Ankaralı bir köylü, Erzurumlu bir delikanlı, torunlarının büyümesini bekleyen dedeler, hayata annesinin eteğine sımsıkı sarılarak tutunmaya çalışan çocuklar hepsi sokaklarda, meydanlarda gücü zulme alet edenlerin karşısına bir bayrak gibi dikildi. Bir temmuz akşamında yüreklerinin tam ortasına dayanan namlulara imanıyla karşı çıktı Kimimiz şehrin herhangi bir yerinde bir namlunun ucunda gençliğini bıraktı, kimimiz arkasında gözü yaşlı ama mağrur bir eş, bir baba ve bir çocuk... Kimimiz hayatının her dakikasını birlikte geçirdiği kardeşiyle birlikte şehadet şerbetini içti.
İşte buradayız toparlandık ve gitmiyoruz. Sesimiz, rengimiz, inancımız, umutlarımız bir. Bazen insan yağmur altında yürümek ister, bunun bir anlamı vardır. Bazen insan rüzgâra karşı yürümek ister bunun da bir anlamı vardır. Ve bazı durumlarda insan direnmek ister. Bunun da anlamı vardır ve bu anlam vatandır.
Sevgili çocuklar.
Gecenin karanlığının ardında güneşli bir gün gizlidir. İşte aziz şehitlerimiz, gazilerimiz o gece bir toprak nasıl vatan olur, nasıl vatan kalır bir kere daha gösterdiler bize. Ruhları şad olsun.
Şairin dediği gibi:
“Geceye yenilmeyen her kişiye, ödül olarak bir sabah ve bir gündüz, bir güneş vardır."
ŞARKIMIZ BİZİM
Kırılır da bir gün tüm dişliler
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim
Gökten bir el yaşlı gözleri siler
Şenlenir evimiz barkımız bizim
Yokuşlar kaybolur çıkarız düze
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze
Sapan taşların yanında füze
Başka alemlerle farkımız bizim
Kurtulur dil tarih ahlak ve iman
Görürler nasılmış neymiş kahraman
Yer ve gök su vermem dediği zaman
Her tarlayı sular arkımız bizim
Gideriz nur yolu izde gideriz
Taş bağırda sular dizde gideriz
Bir gün akşam olur bizde gideriz
Kalır dudaklarda ŞARKIMIZ bizim...
Necip Fazıl Kısakürek
BAYRAK
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selâmlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver.
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar:
Yurda ay yıldızının ışığı yeter.
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün
Kızıllığında ısındık;
Dağlardan çöllere düştüğümüz gün
Gölgene sığındık.
Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı
Yüksek yerlerde açan çiçeğim.
Senin altında doğdum.
Senin dibinde öleceğim.
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!
Arif Nihat Asya
Adres:
NİŞANCI MAH. ZAHİRECİ SK. NİŞANCI ŞEHİT EYÜP BEYAZIT İLKOKULU BLOK NO: 16 İÇ KAPI NO: 1 EYÜPSULTAN / İSTANBUL
Telefon
0 212 577 17 58